Röpörtaj: Zülfikar ALKAN
Feature image

“Sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmanın 7 altın kuralı veya anahtarı vardır. Bunları AksuWorld okuyucuları ile paylaşmak isterim.”



Pic
1- Olumlu ve her zaman pozitif düşünmek

Bütün hastalıkların zihinsel veya psikolojik sebepleri vardır. Korku, kin, nefret buna benzer olumsuz düşüncelerinsanın psikolojisini bozduğu gibi vücut dengesini de bozarak hastalıklara zemin oluştururlar. Tam aksi olarak sevgi, güven, iyi ve olumlu düşünceler ise vücut dengesini korumada yardımcı ve faydalıdır.


Pic
2- Doğru nefes almak

Belki şaşıracaksınız ama en doğru nefesi yeni doğan bebeklar alır. İnsanlar nefes alma kaabiliyetlerini doğuştan alırlar fakat daha sonra kaybetmeye başlarlar. Doğumdan itibaren yumuşak dokular gelişmeye başlar. Çocukluğumuzdan hatta bebekliğimizden beri aşağı yukarı hepimizin anne ve babası çikolata, kek, bisküvi tarzı yiyecekler almıştır. Bu aldıklarımız maalesef kana karışarak besinlerden alınan minerallerin değerlerinin kaybolmasına yol açmaktadır. Bu durumda burunda ve genizde gelişim azalabilir veya durabilir. Dolayısıyla doğru nefes almamızı engeller. Anne ve babaların bunu dikkate almaları çocuklarının gelecekteki sağlık sorunlarının engellemesinde faydalı olacaktır.

Bulunulan ortamın durumu doğru nefes almamızı etkiler. Ortam havadar, mümkünse hafif rüzgar alacak şekilde olmalıdır. Maalesef hepimiz vaktimizin büyük bir kısmını kapalı odalarda veya binalarda geçiriyoruz. Kapalı ve hava almayan yerlerde vakitlerini geçirenlerin sağlıkları risk altında olduğunu söyleyebiliriz.

Pic
3- Su

Dünyanın 2/3’ü sudur. Sağlıklı bir insanda da aynı oranda su vardır. İnsan vücudunda bu oran azaldıkça veya arttıkça denge bozulur ve hastalıklar ortaya çıkabilir. Tabi içtiğimiz suyun kalitesi de çok önemlidir. Suyun Ph değeri mutlak 7’nin üzerinde olmalıdır. 7’nin altında Ph değeri olan suları her içtiğimizde sağlık yerine hastalık verebilir. En basit olarak kemik erimesin bila yol açması mümkündür. Pet şişelerde satılan suları hayatımızdan mutlaka çıkarmalıyız. Plastiklerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini artık bilmeyenimiz yok sanırım. Su içmenin de bazı kuralları vardır. Ayakta su içilmez sözünü hemen hemen hepimiz duyar ve biliriz. Doğruluk payı oldukça yüksek bir sözdür. Çünkü ayakta su içildiği zaman su midede yeterince duramaz dolayısıyla suyun sağlık verici etkisinden faydalanamayız.

Pic
3- Yiyecekler

Yiyecekler bahsini 5 gruba ayırabiliriz. Bunlara temel besin öğeleri denir. Proteinler, Yağlar, Karbonhidratlar, vitaminler ve mineraller.

Proteinler, Yağlar, Karbonhidratları bugünkü beslenme alışkanlıklarında ya yanlış alınıyor veya yanlış yerlerde kullanılabiliyor. Vitaminler ve mineralleri ise az ve yanlış alınıp kullanılıyor.

Beslenmede diğer önemli bir konu kan grubuna, bünyesine ve mizacına göre beslenmelidir.

Protein kaynakları olarak çiftlik üretimi olmayan balıklar, büyükbaş hayvanlar olarak sayabiliriz. Ancak önemli bir konu hayvanlara suni yem verilmeyecek ve hayvan kesinlikle bağlanmayacak. Bağlanan hayvanda stres hormonu artar, dolayısıyla bu hormon hayvanın etine oradanda onları tüketen bizlere geçebilir. Yine bağlanan ve hareket etmeyen hayvanda diabet oluşur. Suni yemlerde ise omega-3 olmaz. Omega-3 alamayan hayvanda kalp damar hastalıkları oluşabilir. Bu da tüketilen etlerle birlikte insan vücudunda olumsuz etkiler yol açabilir. İnsan açısından en sağlıklı hayvan meralarda, ve doğal ortamlarda, doğal otlarla beslenen hayvanlardır. Bu tarz hayvanlar insanlar için sadece besin kaynağı et değil, ilaçtır.

Süt ürünleri mutlaka kefir, yoğurt, peynir şeklinde tüketmeliyiz. Sütü süt olarak tüketmeyi doğru bulmuyorum ve önermiyorum. Marketlerde satılan ambalajlı sütleri hiçbir zaman önermiyorum. Mümkünse köy pazarlarına veya bildiğimiz köylere gidip oralardan alışveriş yapmalıyız. Yoğurt mutlaka evde yapılmalıdır. Ekşimeyen yoğurt yoğurt değildir.

Bebekler için tek faydalı süt anne sütüdür. Anneler çocukları emmeyi bıraktıklarında inek sütüyle beslemeye devam ediyorlar. İnek sütüyle beslenen çocuklarda yaşlılık hastalığı olarak bilinen prostata çok erken yaşlarda yakalanma olasılığı vardır.

Yağlarda A, D, E, K vitaminleri bulunur. Özellikle E vitaminleri ısıda özelliğini kaybeder. Evde kızartmalarda veya yemek yapılırkan ısıya maruz bırakılan yağların besin değerlerinin kaybolduğunu bilmemiz gerekir. Tavsiyem yemeklerin yağsız olarak pişirilmesi ve yağın sonradan ilave edilmesidir.

Yağ olarak sızma zeytinyağını kullanmalıyız. Hayvansal olarak da ot yiyen hayvandan elde edilen tereyağı kullanmalıyız. Zeytinyağı insan için önemli olan Omega-3 ve omega-6 yağ asitleri açısından zengindir. Soğuk presle çıkartılan keten yağında da omega-3 bolca bulunur.

Karbonhidratlar bir bakıma şeker demektir. Yeteri kadar almayıyız. Tahıllar kepeğinden ayırmadan tüketmek gerekiyor. Mesela pirinç. Pirinci kepeğinden ayırarak satarlar. Ancak bilmeliyiz ki pirincin bütün vitaminleri kepeğindedir. Bir diğeri un. Unda mutlaka kepekli olacak. Kepek lif olduğundan bağırsakları çalıştırır, kabızlığı önler. Un kanda glukoza çevrilerek şekere etkisi gösterir. Kepeksiz un şeker etkisiyle çok çabuk kana karışır. Vücut şekeri dengelemek için insülin salgılamaya başlar.İnsülin vücuttaki şekerin çok çabuk düşmesini sağlar. şeker düşünce vücut tepki olarak acıkır veya şekerli şeyler çeker. Kısır döngüye sebep olur. Ama kepek unun şeker etkisini azaltır ve kana çabuk karışmasını önler, dolayısıyla vücudun şeker dengede tutar.

Siz hiç bebe bisküvisi yediniz mi? kutularının üzerinde mutlaka vitamin ve mineral takviyeli yazar. Bu tür firmalar bisküvilerde kullanılan kepeği işlerler, dolayısıyla besin değerleri düşer, vitamin ve mineral takviyesi koymak zorunda hissederler. Biz, vitamin ve mineral açısından oldukça zengin olan sebze ve meyve ağırlık olarak beslenmeliyiz. Fakat aynı topraklarda hep aynı meyve ve sebze yetiştiriliyor maalesef. Bu da topraktaki vitamin ve mineral dengesini bozuyor. Hayatımıza mutlaka kaya tuzunu sokmalıyız. Sebze ve meyvelerden yeteri kadar alınamayan vitamin ve mineralleri kaya tuzundan rahatlıkla sağlayabiliriz. Kaya tuzu denizlerin kuruması ve buharlaşmasıyla oluşan tuz kayalarıdır.

Mineraller organik ve inorganik olarak ikiye ayrılır. Saf olanlar inorganiktir. Bitkiler bunları özümseyip bize uygun yani organik haline getirirler.

İnsan vücudunun Ph değeri 7.4’tür. bugünkü beslenme alışkanlıklarımızla bu değer aşağılara düşer ve kanda asit oranı artar. Başta kemik erimesi olmak üzere mantar vs. gibi hastalıklar gelişebilir.

Pic
5- Hareket

Teknoloji insanları hantallaştırdı. Heryere arabayla gider olduk. Artık herşeyi makineler yapıyor. Hareket azalıp yüksek kalorulu besinler tüketilince keskin sirke küpüne zarar misali aldığımız gıdalar vücuda zarar vermeye başlıyor. Köydeki insan spor salonuna gitmiyor ama bakıyoruz ki köylerde obezite vakalarına rastlanmıyor. Köydeki insan zaten her zaman hareket içinde. Hareketsizlik obeziteyi arttırıyor, obezite de hayatı tehdit ediyor maalesef.

Pic
6- Çevresel Şartlar

Çevresel şartlarda insan sağlığını direkt etkiliyor. Hava kirliliğinden tutun evimizdeki badanaya, Laminant parkelerden giydiğimiz naylon çoraplara şehir hayatının içinde olan birçok şeyi gözden geçirmemiz ve sağlığımızı olumsuz etkileyen şeylerden uzak durmamız gerekiyor. Hazır çorba yerine evde yapılan tarhanayı tercih edelim. Hazır limon suyu yerine taze limon meyvesini tercih edelim.

Pic
7- Uyku

En sağlıklı ve verimli uyku gece 11’den sabah 5’e kadar olan uykudur. Eğer bir insan yatma saatini gece 11’i geçiriyor ise sağlıklı bir hayat yaşamıyor demektir.

Tweets
    2012 Aksu World Tüm Hakları Saklıdır. www.aksuworld.com